Diyarbakır’da 1993 yılında kurulan ve ilk Kürtçe yayın yapan TV ve radyo unvanı olan yerel Can TV ve Can radyo 6 Şubat depreminden bu yana yayın yapamıyor.
Kanalın yayın merkezi ve stüdyosunun da bulunduğu bir kısmı yıkılan Diyar Galeria sitesinin B bloğuna girişlere can güvenlikleri olmadığı için izin verilmiyor.
OTURMA EYLEMİ BAŞLATTILAR
Can TV Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Dalgıç ile Galeria’da 23 yıldan beri yıllık sinema işletmeciliği yapan Abdulkadir Aydın’ın da aralarında bulunduğu AVM’deki konut ve işyeri sahipleri oturma eylemi başlattı.
Sinema işletmecisi Aydın ile TV ve Radyo yöneticisi Dalgıç, eşya kurtarma derdinde olmadıklarını, bazı çevrelerin, insanlar öldüğü halde kendilerinin sanki eşya ve mal kurtarma telaşında olduğu algısının yaratılmaya çalışıldığını belirttiler.
“EŞYA, CİHAZ GERİ GELİR AMA ARŞİV GELMEZ”
Can TV Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Dalgıç, “İçeride yılların birikmiş emeği, alın teri olan ve parayla satın alınamayacak manevi değerde 30 yıllık arşivimiz var. Canlı yayın cihazlarımız, yayın ekipmanlarımız ve teknik aletlerimiz de içeride bulunuyor. Bizim blok yıkılmadı, kontrollü biçimde hiç değilse arşivimizi kurtarmamıza izin versinler. Gerisi önemli değil. Eşyalarımızı, cihaz ve aletlerimizi yine temin edebiliriz. Resmi makamlara yaptığımız başvurular sonuçsuz kaldı. Bizlere eşyalarınızı, cihazlarını alırız, zararınızı karşılarız diyorlar. Biz eşya, cihaz peşinde değiliz. Tabi ki onlar maddi olarak karşılanabilecek şeylerdir. Ama 30 yıllık birikimin manevi değeri çok büyüktür. O parayla alınamıyor maalesef. 12 çalışanımız vardı. Şimdi hepimiz işsiz kaldık. 6 Şubat’tan beri yayın yapamıyoruz. Binayla ilgili yıkım kararı durdurulmasına rağmen halen neyi bekliyorlar anlamış değiliz. Şayet arşiv ve ekipmanlarımızı kurtaramadığımız taktirde 30 yıllık yayın hayatımızı sonlandırmak zorunda kalacağız” dedi.
OHAL DÖNEMİNDE KÜRTÇE ŞARKI ÇALDIĞI İÇİN DEFALARCA EKRANI KARARDI
30 yıldan beri yerel bazda yayın yapan Can TV ve Radyo, Olağanüstü Hal uygulamalarının devam ettiği yıllarda yasaklı Kürtçe şarkılar çaldığı için defalarca adli ve idari para cezalarına maruz kaldı. RTÜK tarafından ekranları karartıldı. Haklarında Kürtçe şarkı ve türkü yayını yaptıkları için defalarca kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemelerine, “Halkı din, dil ve ırk bakımından kin ve düşmanlığa tahrik etmekten” suç duyurularında bulunuldu ve soruşturmalar geçirdi.